ANTIBIOTIC RESISTANCE OF ACINETOBACTER BAUMANNII ISOLATED FROM CLINICAL SAMPLES. Klinik örneklerden izole edilen Acinetobacter baumannii suşlarında antimikrobiyal direnç.
Anahtar Kelimeler:
Acinetobacter baumannii, antimicrobial resistanceÖzet
Antibiotic resistance of Acinetobacter baumannii isolated from clinical samples since the identification of members of the genus Acinetobacter as nosocomial pathogens has accumulated a lot of knowledge. The clinical isolates were generally susceptible to antimicrobial agents in the first invitro studies, it is relatively easier to treat disease organisms could be formed. However, consecutive studies have shown that increasing rates of resistance in clinical isolates. In particular, A. baumannii complex is resistant to antimicrobial agents commonly used today. In this study we aimed determination of antimicrobial resistance pattern of hospital strains of Acinetobacter, empirical treatment and intended to be guiding the implementation of antibiotic usage policies.
We conducted this study from January 2012 to January 2013 at Medical Microbiology Laboratories of Sakarya University Educational and Research Hospital. Samples from our laboratory breeding rates of antimicrobial resistance of A. baumannii isolates were investigated retrospectively. Samples were subculture to blood agar, eosin methylene blue agar (EMB) and chocolate agar. Following the work of identification and antibiotic susceptibility studies with conventional culture Vitek2 (bioMerieux, France) automated system was used. Antibiotic susceptibility tests were done according to the recommendations of Clinical Laboratory Standards Institute (CLSI).
In our study, 212 A. baumannii isolates distribution rate according to the sample type were found 102 (48,1%), 32 (15,1%), 30 (14,2%), 22 (10,4%) and 14 (6.6%) in tracheal aspirates, blood, urine, wound and sputum respectively. A. baumannii isolates, isolated from urine samples, were shown statistical significant low resistance (p<0,05).
In contrast to previous studies in our study examined the connection between the sample type and anti- biotic resistance and urine samples that were found to be more sensitive to antibiotics. We believe that this results will be helpful for expand range of views in subsequent studies.
ÖZET
Acinetobacter cinsi üyelerinin nozokomiyal patojenler olarak tanımlanmasından beri, ciddi bilgi birikimi sağlanmıştır. İlk klinik izolatlar genel olarak kullanılan antimikrobiyal ajanlara karşı duyarlı bulunmuş, oluşturduğu hastalıklarda göreceli olarak daha kolay tedavi edilebilmiştir. Ancak, ardışık araştırmalar klinik izolatlarda direnç oranlarında artış olduğunu göstermiştir. Özellikle, klinik Acinetobacter izolatlarının büyük bölümünü oluşturan Acinetobacter baumannii kompleksi günümüzde yaygın kullanılan antimikrobiyal ajanlara dirençlidir. Bu çalışmada klinik örneklerden izole edilen A. baumannii suşlarının direnç oranları irdelenmesi amaçlanmıştır.
Çalışmamızda Ocak 2012-Ocak 2013 tarihleri arasında tıbbi mikrobiyoloji laboratuvarlarına gönderilen örneklerden izole edilen A. baumannii suşlarının direnç oranları geriye dönük olarak araştırılmıştır.
Laboratuvarımıza gelen örneklerin kanlı agar, eozin metilen blue agar (EMB) ve çukulata agara subkültürleri yapılmıştır. Konvansiyonel kültür çalışmalarını takiben yapılan identifikasyon ve antibiyogram çalışmalarında Vitek 2 (bio- Merieux, Fransa) otomatize sistemi kullanılmıştır. Antibiyotik duyarlılıkları Clinical Laboratory Standards Institute (CLSI) kriterleri göz önüne alınarak belirlenmiştir.
Çalışmamızda izole edilen 212 A. baumannii suşunun örneklere göre dağılımının; 102 (%48,1) trakeal aspirat, 32 (%15,1) kan, 30 (%14,2) idrar, 22 (%10,4) yara ve 14 (%6,6) balgam şeklinde olduğu saptanmıştır. İdrar örneklerinden izole edilen A. baumannii izolatları istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük direnç göstermiştir (p<0,05).
Daha önceki çalışmalardan farklı olarak çalışmamızda örnek tipi ve antibiyotik direnci arasındaki bağlantı incelenmiş ve idrar örneklerinin antibiyotik duyarlılığının daha fazla olduğu bulunmuştur. Bu sonucun bundan sonraki çalışmaların inceleme alanını genişletmesinde faydalı olacağı kanaatindeyiz.